Canım oğlum ;
Sana seni anlatmak hiç de kolay değil . NEDEN ? diye soracaksın . Çünkü o kadar hızlı kendini yeniliyor ve değişiyorsun ki her an yeni bir şeyler öğreniyor ve tecrübe ediyorsun. Bu arada seninle birlikte bizde her geçen gün yeni yeni tecrübelere sahip oluyoruz , bunları da yaşamak bizim için ayrı bir keyif kaynağı oluyor. İşte bu yaşanmışlıkları sıcağı sıcağına sana anlatmak gerçekten zaman anlamında oldukça güç oluyor ; ama ben bir çoğunu biraz gecikmeli de olsa Kemalimin yaşam tarihine not düşüyorum. Umarım bunları ileride okumaktan keyif alırsın. Sana geçmişinde neler yaşadığını baban olarak ben anlatmaya devam edeceğim . Bugünümüz bakalım gelecekte bize neler hazırlayacak yaşayıp göreceğiz.
Her şeyden önce ortada kabul edeceğimiz bir gerçek var ki ; o da senin çok mu çok şeker bir bebek olduğun gerçeğidir. Her bebek anne , babasına , akrabalarına ve çevresine güzeldir . Bu zaten tartışılmaz bir gerçektir ; ama biz seni dışarıda rahat rahat dolaştıramıyoruz her gören seni sevmek için yanımıza yanaşıyor. Seni hiç tanımayan sokaktaki insanlar bile sana bayılıyor ; laf aramız da evet gerçekten de çok şirin bir şeysin .
Eveet sıra ilklerimize geldiiii. İlk piknik gezine 09.06.2013 tarihinde Arnavutköy civarında gittin. Piknikte kimler vardı sana sayayım ; Deden , anneannen , Yasemin teyzen , Cengiz enişten , Dayın , yengen , kuzenin Ömer ve pek tabii annen ve ben ...
15.06.2013 akşamı saat 22.00 civarı ilk kez dondurma ile tanıştın ve sevdin soğuk dokunur diye vermeye biz çekindik ama sen hiç de çekinmedin vermemiz için bize sürekli bağırdın durdun hatta öyle ki 16.06.2013 akşamı benim dondurmama ortak olmuş bana bile yedirtmemeye karar vermiştin bile...
Dün 16.06.2013 Pazardı ve bizim ilk Babalar günümüzdü sen benim bu gün aldığım en güzel hediyeydin senin gibi bir evladım olduğu için çok mutlu ve huzurluyum benim canım oğlum sen bizim dünyamızsın. Seni çok seviyoruz bi tanem...
Artık sırt üstü yatma pozisyonundan emekleme pozisyonuna geçiyorsun . Bu hareketi de bıkmak usanmak bilmeden sürekli yapıyorsun . Ufak ufak geri geri emekleme sürünme karışımı bir harekette yapıyorsun. Ben artık emeklemene az kaldı diye düşünüyorum.
Bir şey istediğin zaman onu alıncaya kadar ısrarla bağırıyorsun ; hatta bu bağırmanın sonu ağlamaya kadar bile varabiliyor. En sevmediğin şeylerden bir tanesi yalnız kalmak daha odanın kapısından ayrılır ayrılmaz basıyorsun yaygarayı kimi zaman kendini öyle kaptırıyorsun ki gözünden yaşlar bile dökülüveriyor.
Bir diğer hoşlanmadığın şey de çok sık görmediğin ; hatta hiç görmediğin insanların senin üzerine gelip biraz yüksek sesle ve bir parça da haşin bir şekilde seni sevmeye yeltenmeleri. Bu durumda da klasik yaygara hatta yaşlı ağlama pozisyonuna giriyorsun.
Artık doktordan da korkmaya başladın kendisini muayene ettiren Ali Kemal gitti yerine önce dudağını sarkıtan hemen ardından da avazı çıktığınca ağlayan Ali Kemal geldi.
Sürekli sıkıntılı bir Kemal tablosu çizdik ama oğlumun da hakkını yememek lazım ; uykudan hep güler yüzle uyanıp şirin şirin etrafa bakman senin güzelliklerinin en başında geliyor. Bir sıkıntın yoksa genel gidişatıyla uysal sessiz sakin bir bebeksin , çok fazla haylazlıkların yok. Sadece ilgi hep bende olsun annem tuvalet ihtiyacı bile görmeden daima benim yanımda olsun diyorsun onun için Allah annene güç , kuvvet ve sabır versin.
Artık havalar ısındı her gün banyomuz kaçınılmaz. Banyo yapmaktan da çok keyif alıyorsun işten dönünce her gün annenle seni yıkıyoruz. Sana masaj yapıyorum öpüyorum kokluyorum gözlerimin içine öyle sıcak öyle sıcak bakıyorsun ki içimi eritiyorsun .
Bu arada annenin de senin üzerinde ki haklarını bahsetmeden geçmek emin ol ki ayıp olur. Bir kere sana o kadar güzel o kadar güzel bakıyor ki üstün başın , altın üstün hep tertemiz. Gücünün üstünde seni kucağında taşıyor . Seni yediriyor içiriyor her şeyden önemlisi gece gündüz demeden her istediğinde seni emziriyor günün 24 saati her an senin hizmetinde kadıncağız daha ne yapsın ? Kısacası senin güzelliklerine güzellik katılmasında annenin de payı oldukça fazla.... Ama sen her şeye değersin çünkü sen bizim KIYMETLİMİZSİN . . .